Keloğlan ile Çilli Tavuk Masalı
Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, uzak ülkelerin birinde küçük ve akıllı bir çocuk olan Keloğlan yaşarmış. Keloğlan’ın başı kelmiş ama aklı ve zekası ile çok kurnazmış. Herkes ile ilgilenir, arkadaşları ile iyi geçinir, hayvanları da severmiş. Fakat çalışmaktan da pek hoşlanmazmış. Anası ondan ne zaman bir iş yapmasını istese bin bir türlü bahane uydurur, kaytarırmış. Anası kızınca da oraya buraya saklanır dururmuş.
Günün birinde evin kapısının önündeki ağacın altında uyuklarken kısa boylu bir çocuk yanına yaklaşmış ve onu korkutmak için bir anda bağırmış.
– Keloğlan, keleşoğlan, annesini üzen oğlan.
Keloğlan ilk başta sesi duyunca bir ürkmüş ve gözünü açmış ki karşısında kendisinden küçük bir çocuk. Önemsememiş hemen arkasını dönerek uykusuna devam etmiş. Bu esnada da bir rüya görmeye başlamış. Rüyasında uzun ince bir yolda yürüyormuş. Yürüdüğü sırada kendi tavuğuna benzeyen çilli bir tavukla karşılaşmış,
Tavuk ona sitem etmiş;
– Ah Keloğlan bilsen başıma neler geldi. Ne desem, ne etsem bilmiyorum. Olup biteni önce sana anlatayım istersen sen bana akıl ver demiş. Ve Tilkilerin kendi kümesleri önünde nasıl gezdiklerini anlatmaya başlamış. Keloğlan tam ona yardım etmek istediği sırada uykusunda uyanmış. Uyanmış ama bir de ne görsün, Kendi çilli tavuğu tam göbeğinin üstünde oturuyormuş. Onu kanatlarından tuttuğu gibi hemen koşmuş, kümesin içine koymuş. Çilli tavuk aniden bu olan bitenin şaşkınlığı içinde neye uğradığını şaşırmış. Keloğlan ise rüyanın etkisinde kalmış ve tilkinin çilli tavuğu götüreceğini düşünüyormuş.
Birkaç gün sonra geçen gördüğü rüyanın aynısını görünce keloğlan kümesteki tek tavukları olan çilli tavuğu almış ve, kendi yatağında yatırmaya başlamış. Anası ilk başta bu yaptığına çok kızmış, ne işi varmış tavuğun yatakta, adam gibi kümese koysana diye söylenmiş. Keloğlan ise gözlerini kapadığı anda tilkinin çilli tavuğu kaçırdığını görüyormuş. En sonunda bakmış ki artık durum dayanılacak gibi değil, tilkiyi ziyarete karar vermiş. Tilki ise bizim keloğlanı karşısında görünce çok sevinmiş, onu hemen yuvasına davet etmiş, bizimki tilkinin yuvasına girdiğinde bir bakmış, köydeki bütün kümeslerden çalınan tavukların hepsi tilkinin yuvasında imiş? Gördüklerini görmemezlikten gelmiş.
Tilki ise her zaman olduğu gibi sinsi bir plan peşindeymiş ama bizim keloğlanın ne kadar kurnaz olduğunu hesaba katmamış. Keloğlan Tilkinin yuvasında biraz oturduktan sonra kalkmak için izin istemiş. Fakat tilkinin asıl planı keloğlanı bir kafese, sonra onu da yemek olduğu için izin vermek istememiş. Keloğlan hemen hoplayıp duvarda asılı olan meşaleyi almış, kendi kel kafasına tutmuş. Bu yaptığına bakan tilkinin ise gözleri kamaşmış. Tilkinin bu anlık gafletini hemen değerlendiren keloğlan ise oradan kaçmış. Tilki Keloğlanı elinden kaçırdığı için mutsuz bir halde iken keloğlan ise kahkahalar atarak mutlu bir halde kaçıp uzaklaşmış. Daha sonra tüm köyü dolaşıp, tavuğu çalınan ne kadar köylü varsa onları durumu anlatmış. Köylüler tilkiye çok sinirlenmiş. Hışımla tilkinin yuvasına doğru yola koyulmuşlar. Onların bu hırslı gelişini gören tilki ise evini barkını ardına bırakarak kaçmış gitmiş. Bir daha da onu oralarda gören olmamış .