Keçi ile Eşek Masalı
Bir varmış bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, develer tellal iken, pireler berber iken, ben ninemin beşiğini tıngır mıngır sallar iken… Uzak diyarların birinde, yoksul bir adamın derme çatma bir evi, bir keçisi ve bir de eşeği varmış. Günlerden bir gün, adamın aklı fikri kurnazlıkta olan keçisi kendi kendine söyleniyormuş:
“Ne buluyorlarsa şu eşekte, ona benden daha iyi bakıyorlar, onu benden daha iyi besliyorlar!” diye aklı sıra eşeği kıskanmış. Düşünmüş taşınmış ve eşeğe hain bir plan kurmaya karar vermiş. Eşeğin yanına gitmiş ve demiş ki:
“Ne olacak senin bu halin? Bir bakmışsın değirmende akşama kadar değirmenin taşını çevirirsin, bir bakmışsın üstüne yük koymuşlar onu taşırsın, bir rahat ettiğin, gün yüzü gördüğün yok!” demiş ve eşeğin aklını çelmeye devam etmiş. “Ben senin yerinde olsam ne yaparım bilir misin? Bir hendeğin yanından geçerken kendimi hendeğin içine yuvarlayıveririm, bunu gören sahibim bana kıyamaz, beni çalıştırmaz, belki birkaç gün bu şekilde dinlenirim.” demiş.
Eşek de kanmış onun sözüne. Bir gün hendeğin yanından geçerken kendini hendeğin içine atıvermiş. Bütün vücudu yara bere içinde kalmış. Bunu gören sahibi şehirden hemen bir baytar(veteriner) getirmiş, eşeğinin durumunun ne olacağını, iyileşip iyileşmeyeceğini sormuş. Baytar, eşeğin ötesine berisine bakmış, sonra demiş ki:
“Bir keçi ciğeri bulup haşlayacaksın, suyunu da bu zavallı eşeğe içireceksin, iyileştirmenin başka yolu yok.” demiş. Bunu duyan yoksul adamın, yeni bir eşek alacak parası olmadığından eşeği iyileşsin diye keçisini gözden çıkarmış, keçisini kesivermiş. Keçinin ciğerini kaynatıp suyunu eşeğine içirmiş. Eşeği iyileşen yoksul adam sevinçten havalara uçmuş. Kıskanç keçi, yaptığı kötülüğün bedelini canıyla ödemiş. Unutmayalım çocuklar: başkalarına kötülük için plan kuran, kendi kuyusunu kazmış olur.